Özel hastanelerde görmeye alışık olduğumuz fakat devlet
hastanelerinde çoğunluk olmayan türbanlı doktorlar. Şimdi yazının
başında çok özür dileyerek böyle bir ayrıma tabi tutuyorum Türbanlı
Doktorlar diye. Yazının sonunda da nedenini açıklayarak belirteceğim.
Rutin kan değerleri ölçümü için gittiğim hastanede türbanlı bir
hekime rast geldim. Hayat normal akışında, her şey seyrinde. Randevu
saatinden önce gitmişim, sıramı bekliyorum. Fakat yıl olmuş 2013, millet
uzaya turlar ile geziler düzenliyor, sırasını bekleyen bir amca da
Türbanlı hekim diye bir şeyler söyleniyor. Ama tepkisini fısıltı ile
yanında bulunan kişiye belli ediyor.
Gönül ister ki yanaşıp cevap vereyim fakat hastane gibi bir ortamda
olacak iş değil. Bu zihniyetteki insana sorsan kız çocukları okusun; ama
ilerde başını örtecek olanlar okumasın. Öğrenmesin. Hele hele tedavi
edici, muhtaç olunacak konuma asla gelmesin.
Nasıl bir zihniyettir, hayata nasıl bir bakıştır bu böyle ? Her başı
açık doktor, hakim, savcı, öğretmen… demokratiktir ve laik devletin
temsilcileridir kanısına varmak nasıl bir hastalıktır, yok mudur ilacı ?
Biliyorsunuz bizim ülkemizde sokaktan geçeni doktor yapmıyorlar.
Bunun okulu var, bilmem şu kadarlık hizmeti var. Var oğlu var. Eğer bu
doktor kişisi diğer kişiler gibi bu badireleri atlatmış ve de bu ünvanı
almışsa kimi ne haddine karşı çıkmak, eleştirmek.
Aslında giderek azalan bu kesim; türban kullanmayı, namaz kılmayı,
oruç tutmayı hobi olarak gören insanlar. Yok değil, gerçekten var
böyleleri. Hani insanları yaptıkları işleri bir tarafa koyup,
görünüşleriyle eleştirmek anca bizim ülkemizde olur. Tamam, insanlara
hizmet etmiyorsa anlarım, o zaman eleştir. Eleştir de türbanına bağlama.
Bi hastaya doğru düzgün bakmayan başı açık doktorla karşılaştığımızda ” başı açık doktorlar hep böyle işte, hastaya bakamıyor, bütün başı açık doktorlar falanda filanda “ demiyoruz ama, işini iyi yapmayan bi “türbanlı” doktor çıkınca karşımıza, sıkıntıyı doktorun kendisine değil de başına taktığı türbana bağlıyoruz ?
Saçma değil mi ? Gerçi buna saçmalık da denemez… Saçmalığın da insan
aklı (ya da akılsızlığı) ürünü olan bir üst sınırı var. Bu nasıl bir
şey, nasıl bir hastalık ?
Düşünsenize sen yıllarını ver, her türlü hastalıkla
hastayla tanış, tedavi yöntemleriydi ilacıydı çaresiydi öğren ama böyle
bir hastalığın tedavisini öğreneme. Yok çünkü tedavisi. Hipokrat
mezarından kalksa o bile üzülürdü böyle bir hastalığı tedavisinin
olmayışına.
Son olarak en başta kendimi anlatmak için türbanlı doktor dedim, şimdi şuraya bağlamak istiyorum. Türbanlı
doktor – türbansız doktor mukayesesinden vazgeçip, işini iyi yapabilen
doktor ve iyi yapamayan doktor olarak alınsın bu kriter.
Çirkin sözler etmekten, ötekileştirmekten, düşmanlık beslemekten
yorulmuş zihinleri bir tarafa koyup, hekim seçerken bu tip kıstaslara
bağlı kalınmaması temennisi ile…